ŞAİRLERİN DÜNYASI
'Sevgisizliğin dayatıldığı coğrafyalarda aşk şiiri yazmak bile başlı başına baş kaldırmaktır.'
Yaşadığım bazı şeyler beni şair yapabilir. Yaşanılanlar şiir gibi de değil ama yaşatanlar şiir gibi... Noktasız, kafiyesiz, dağınık... Ne kadar estetikten uzak olsa da bazı şiirler okumasını bilene güzeldir.
Bazı şiirler sadece bir kişinin okuması için yazılmış gibi sanki. Sanki istese de başka şairler bir daha öyle şiirler yazamayacak gibi ya da istese de o şiiri tek bir kişiden başkası okuyamayacak gibi.
Bazen hiç ummadığınız bir zamanda hiç ummadığınız bir yerde hiç ummadığınız bir şair sizin şiirinize küçük mısralar ekleyebilir. Bu zamanlar bir kış gecesi ya da bir güz sabahı; bu mekanlar bir ağaç gölgesi ya da bir okul bahçesi olabilir. O ana kadar hep kendi şiirini yazan bir şair olarak şiirinize yeni mısraların eklenmesi tarifi imkansız hisler yaşamanıza neden olacaktır. Bu hisler zamanla yerini sevinçlere, hüzünlere, hayal kırıklıklarına bırakabilir. Şiirimize eklenen mısraların noktasız, kafiyesiz ve dağınık olması da bundandır. Zira hiçbir şair sizin şiirinize kusursuz bir mısra bırakamaz. Bu şiiri kusursuz hale getirmek de şairini bile utandıracak hale getirmek de sizin elinizdedir.
Biz insanlar dünyaya şair olarak gelmişiz aslında. Doğduğumuz andan itibaren bir süre kendi şiirimizi yazıyoruz. Daha sonra, hiç ummadığımız bir zamanda karşımıza başka bir şair çıkıveriyor. Artık ne siz kendi şiirinizi yazmaya devam edebiliyorsunuz ne o... O andan itibaren sizin şiirinize kafiyeli mısralar ekleyen bir şair ve onun şiirine bazı mısralar ekleyen siz var oluyorsunuz. Artık yazılan her şiiri ikiniz yazıyor, her şiirin sonundaki noktayı beraber koyuyorsunuz. Onun şiirini sadece siz, sizin şiirinizi sadece o okuyabiliyor.
Hepimizin şair olarak doğduğu şu dünyada muazzam şiirler yazmamızı sağlayan aslında yaşanılanlar değil de yaşatanlardır. Yaşatanlar şiir gibidir, şair gibidir...Dağınık şiirleri de onlar yazdırır, kusursuz şiirleri de...
Enes Uygun
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder