‘’Çoklukla övünmek, sizi kabirleri ziyaret edene dek oyaladı.’’
(Tekasür Suresi/1)
Ömrünüz boyunca malın, paranın, çocuklarınızın,
sağlığınızın, ilimin, hüsnüniyetin, tevazunun, ağırbaşlılığın çokluğuyla
övünüyorsunuz. Kabre girdiğiniz anda anlıyorsunuz ne kadar yalnız olduğunuzu. Hani
her şeyin çokluğuyla övünüyorsunuz da asla bitmeyecek gibi gelen şeylerin
bitmesi size derin bir elem veriyor ya, aslında bitmeyen ve ebediyet ölçüsünde
değerlendirilebilecek tek şeyin Yaradan olduğunu idrak ettiğinizde
vazgeçeceksiniz varlıktan. Yokluk, sizin benliğinizi oluşturacak. Asıl ilme,
tevazuya, hüsnüniyete kendinizi çok olarak değil de yok olarak gördüğünüzde
ulaşacaksınız. Zira, çocuklarınızın çokluğu içlerinden bir tanesinin bile mezarınızı
ziyarete gelmediği zaman size hiç de övünülecek bir şey olmadığını gösterecek. Mezarınız,
hiç olmadığı kadar soğuk ve dar olacak, karanlık olacak. İşte o zaman
anlayacaksınız seneler boyu kendinizden geçercesine çalışıp aldığınız 135
metrekare evinizin ne kadar değersiz olduğunu. Çünkü, israf derecesinde tüm
odalarını aydınlattığınız, kışın sıcak, yazın ise serinliğiyle övündüğünüz
evinizden size kalan yalnızca 2 metrekare mezar olacak. Lüks yaşamak istiyorum,
güzel kıyafetler almak istiyorum diyecek, belki de aylarca çalışacak
çocuğunuzun, ailenizin rızkını yeni moda ayakkabılara yatıracaksınız. Modaya
uygun kıyafetleriniz ve ayakkabılarınızın çokluğuyla övüneceksiniz. Fakat,
bunca bolluktan da size kalan yalnızca 5 metre
kefen olacak. Yardım kampanyalarına katılacak, her cuma günü toplanan
yardımlara üç beş kuruş da siz katacaksınız. Yardımseverliğinizle övünecek,
sosyetede adınızın ‘cömert’ olarak anılması sizi son derece tatmin edecek,
böbürleneceksiniz. Topluluklara yaptığınınız konuşmaların konusu ‘Cömert Olmak’
olacak belki de ve dünyadaki yardımsever insanların çokluğuyla övüneceksiniz. Fakat,
karşınıza çıkıp tüm sevimliliğiyle bir ekmek parası isteyen küçük bir çocuğa
tokat atacak, onu aşağılayacak kadar seviyesizleşecek, çirkinleşeceksiniz. Kabirdeki
soğuk gecelerinizde, aslında övündüğünüz cömertliğinizin bir yalandan ibaret
olduğunu, yıllar boyu kendinizi ve etrafınızdakileri nasıl kandırdığınızı, çokluğuyla
övündüğünüz yardımsever insanların aslında ne kadar büyük bir yokluğun parçası
olduğunu anlayacaksınız. Hayatınız maddi beklentilerde bulunma ve bu amaçlara
ulaşma çabasıyla geçip giderken asıl övünülecek şeyleri kaçıracaksınız. Bu dünyada
çokluğuyla asıl övünülmesi gereken şeyin sevgi olduğunu anlayamadan, sevgisiz
bir dünyaya gözlerinizi yumacaksınız. Çokluğuyla övündüğünüz şeyler nasıl kocaman
bir yokluğun parçasıysa; çokluğunu hiçbir zaman fark etmediğiniz sevgi, içinizde
ebedi bir boşluk, sonsuz bir yokluk oluşturacak. Mezarınızın başında gözyaşı döken sevdiğinizi
görünce asıl varlığın sevgi olduğunu anlayacaksınız fakat mezarınız tek kişilik
olacak ve sevdiğiniz sizi yalnızca dualarıyla sevebilecek…
Enes Uygun
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder